trHer gün 09:00- 19:00 +90 546 107 3600[email protected]

Evcil Hayvanlarda Diş Sağlığı

Periodontal hastalık olarak da bilinen diş hastalığı, dişleri destekleyen dokuların iltihaplanması durumudur. En hafif haliyle, periodontal hastalık, diş eti iltihabı veya diş etlerinin iltihaplanması ile ilişkilidir. Daha ciddi vakalarda periodontal hastalık, diş kökü apsesi, çenede kemik enfeksiyonu veya çenede patolojik (hastalık kaynaklı) bir kırık olarak kendini gösterebilir.

Diş hastalıkları, veteriner hekimler tarafından en sık görülen tıbbi durumlardan biridir. Üç yaşın üzerindeki kedi ve köpeklerin %80’inden fazlası aktif diş hastalığına sahiptir.

Kedi ve köpekler insanlara kıyasla daha az diş hastalığı belirtileri gösterirler, bu nedenle rutin muayene bu hastalıkların teşhis ve tedavisi için çok önemlidir.

Evcil hayvanlarda diş hastalığı sistemik hastalığa neden olabilir mi?

Bir evcil hayvanda diş hastalığı geliştiğinde, ağızda ve ağız dokularında önemli miktarda bakteri bulunur. Bu bakteriler kan dolaşımına girebilir ve vücudun diğer bölgelerine giderek uzak veya sistemik etkilere neden olabilir. Oral bakterilerin yayılmasına özellikle duyarlı olan üç organ vardır: kalp, karaciğer ve böbrekler.

Diş hastalığı olan evcil hayvanların ağzında bulunan bakteriler genellikle kalp hastalığına neden olan bakterilerdir. Bu bakteriler, köpeklerde ve kedilerde hem endokardit (kalbin iç kısmındaki iltihaplanma/enfeksiyon) hem de kapak hastalığı ile ilişkilidir. Ek olarak, periodontal hastalığın varlığı, köpeklerde artan kalp hastalığı riskine sebep olmaktadır.

Karaciğer ve böbrekler, özellikle diş hastalıklarının etkilerine karşı hassastır. Her iki organ da öncelikle kanı filtreleme işlevi görür ve bu da ağız boşluğundaki bakterilerin bu organların her birine kolayca yayılmasını sağlar. Karaciğer ve böbreklerdeki enfeksiyon ve iltihaplanma, sistemik enfeksiyon belirtilerine (ateş, kilo kaybı ve iştah azalması gibi) neden olabilirken, bu organların işlevini de bozabilir.

Evcil hayvanlarda tartar nasıl oluşur ve neden bir problemdir?

Ağız binlerce bakteriye ev sahipliği yapar. Bu bakteriler diş yüzeyinde çoğaldıkça, plak adı verilen görünmez bir tabaka oluştururlar ve bir biyofilm halinde organize olurlar. Çok basit bir ifadeyle biyofilm; yok edilmeye karşı çok dirençli ve antibiyotiklerin erişmesi zor olacak şekilde yapılanmış bakteri topluluğudur. Bu plağın bir kısmı, köpeğin dili ve çiğneme alışkanlıkları tarafından doğal olarak çıkarılır. Diş yüzeyinde kalmasına izin verilirse plak kalınlaşır ve mineralleşir, bu da tartar ile sonuçlanır. Tartar, diş yüzeyine yapışması için daha fazla plak çeken pürüzlü bir malzemedir. Gingivaya (diş etine) temas eden plak bakterileri iltihaplanmaya (gingivitis) neden olabilir. Diş eti iltihabı her zaman periodontal hastalığın ilk aşamasıdır ve gerçekten geri dönüşümlü olan tek aşamadır.

Evcil Hayvanlarda Plak ve Tartar Önleyiciler:

  • Kedi , köpek diş macunu ve diş fırçası kullanımı
  • Özel kedi ve köpek çiğneme oyuncakları ve dental ödüller
  • Bazı evcil hayvan mamaları
  • Suya karıştırılarak kullanılan ağız antiseptikleri

Kuru mama vermek tartarı giderir mi?

Kedi ve köpekler carnivor (etobur) canlılar olarak sınıflandırılırlar. Yani yaban hayatta onlar gıdalarını parçalayarak böler ve yerler. Bu durumda kedi ve köpeklerde diş temizliği de sağlanmış olur. Fakat yumuşak gıdalar, ev tipi yemekler ve aşırı konserve mama tüketiminin hayvanların  diş sağlığı üzerinde ciddi yan etkileri mevcuttur. Bu nedenle kuru mamaların belirli standartta sertlikleri mevcut olduğundan ağız sağlı için dostlarımıza kuru mama veya özel diş sağlı için üretilmiş diyet grubu mamalar tercih edilmelidir.

Evcil hayvanlarda diş taşı, plak ve diş eti problemleri görülmesi durumunda ne yapılmalıdır?

Kedi ve köpeklerde diş dökülmesi, diş ve diş eti problemleri görülmesi durumunda sistematik hastalıkların önüne geçilmek adına veteriner hekimler tarafından gerekli görülen plak ve tartar temizliği, diş çekimi gibi işlemler uygulanmaktadır. Bu işlemler sırasında hastanın anestezi alacak olmasından ötürü öncesinde ekokardiyografi, EKG, akciğer ve kalp röntgeni, tam kan, 12 parametre biyokimya ve tüm batın ultrasonografi muayene yapılarak anesteziye uygunluğu test edilir.

Leave a Reply